Kapasite kullanımı, iç pazardaki yerli araç payı ve Ar-Ge Yatırımları ARTIRILMALI!
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2024 yılına ilişkin sonuçları ve 2025 yılı üretim ve ihracat hedefleri, sektör beklentilerinin neler olduğunu açıkladı.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 2024 yılının 12 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yıla göre toplam üretim yüzde 7 gerileyerek 1 milyon 365 bin 296 adet olarak gerçekleşti. Otomobil üretimi ise geçen yıla göre yüzde 5 azalarak 904 bin 513 adede geriledi. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 410 bin 934 adede yükseldi. Ticari araç grubunda, 2024 yılında üretim yüzde 11, ağır ticari araç grubunda yüzde 25 ve hafif ticari araç grubunda ise yüzde 9 geriledi. 2023 yılına göre ticari araç pazarı yüzde 4, ağır ticari araç pazarı yüzde 8, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 3 geriledi. 2024 yılında ihracat, bir önceki yılla paralel seyretti. Bu dönemde, toplam ihracat 1 milyon 13 bin 34 adet, otomobil ihracatı ise 654 bin 115 adet düzeyinde gerçekleşti. 2024’ün 12 aylık döneminde toplam pazar, geçen yıla paralel seyretti ve 1 milyon 285 bin 632 adetten kapandı. Bu dönemde, otomobil pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artış gösterdi ve 980 bin 341 adede ulaştı.
“Sanayiciler için önemli olan üretimdir”
Türkiye rakamsal olarak kendi rekor yılını geçememiş olsa da Avrupa’daki üretim rakamları ile kıyaslandığında son 11 ayın verileri ile 4’üncü sırada yer almasının dünya sıralamasında son derece önemli rakamlar olduğunu vurgulayan OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Gelecek yıllarda da bizim hedefimizde Fransa’yı geçip, Türkiye’nin Avrupa’daki 3’üncü büyük otomotiv üreticisi olmasıdır” açıklamasını yaptı.
Ar-Ge yatırımı önemli
Yalnızca bitmiş araç ve parça ihraç etmeyerek aynı zamanda katma değerli mühendislik işlerinin de önemli rakamlarda ihracatının yapıldığını belirten Cengiz Eroldu, “2024 yılında sanayi olarak 221 milyon dolarlık Ar-Ge ihracatımız var. Bizim hedefimiz bu rakamı önümüzdeki yıllarda daha da büyütmeye çalışmak. Temennimiz, Türkiye’de yatırım yapan yeni firmaların, yeni oyuncuların da ülkemizde Ar-Ge merkezi kurmaları, Ar-Ge mühendislik ekosistemini bizlerle beraber büyütmeleri” sözleriyle Ar-Ge çalışmalarının önemini vurguladı.
“Rakamlara da bakıp aldanmamamız lazım”
Otomotiv endüstrisi Türkiye ekonomisine en büyük ihracatı getiren sektör konumunda. Bu konumun muhakkak korunması, kollanması gerektiğini belirten Cengiz Eroldu, “Otomotivde bugün rakamları iyi, hepimiz gurur duyuyoruz ama bir kötüleşme olursa da bunun sonuçlarını 5-10 senede göreceğiz. Yani bugün bu rakamlara da bakıp aldanmamamız lazım. Otomotivin gene konfeksiyon kadar hızlı olmasa da bir başka üretim merkezine kayması bizim aleyhimize yol açabilir bir durum” açıklamasında bulundu.
Tablo karmaşık
Avrupa’daki atıl kapasiteyi Cengiz Eroldu şu sözleri ile değerlendirdi, “Avrupa’da talebin azalması atıl kapasiteyi ortaya çıkaracak. Bu durum Türkiye için büyük bir tehdit. Avrupa’da arz fazlası ortaya çıkacak. Bunu zaten 2024 yılının son aylarında gördük. Büyük bir bulunurluk oldu Türkiye pazarında. Çünkü Avrupalı üreticiler Avrupa’da satamadıkları malları, ürünleri rahatlıkla Türkiye pazarına sokmaya başladılar. Fiyat savaşları Türkiye pazarında da arttı. Dolayısıyla biz de bunlarda tabii etken değiliz, edilgeniz. Bu karmaşık tablo Türkiye otomotiv sanayi için de aslında önemli bir riski içinde barındırıyor. Ayrıca bunlara ek olarak Çin’de rekabete giriyor” dedi.
“İhracat ve üretim biraz daha yukarı çıkacak”
2025 yılı üretim ve ihracat öngörüleri hakkında Cengiz Eroldu; “Biz önümüzdeki sene otomotiv sanayi olarak mevcut elimizdeki işlerin ve 2024 yılında yeni devreye aldığımız yatırımların da olumlu etkisiyle, ihracatımızın yüzde 5 ile 10 arasında büyüyeceğini, üretimde ortalama 1.4 milyonluk adeti öngörüyoruz. Bu açıdan da 2025 için en azından işlerimiz anlamında hem ihracat hem üretim biraz daha yukarı çıkacak” dedi.
“Kendimizi hazırlamamız lazım”
Türkiye’de iç pazarda, yerli araç payının düşmesi ve azalması riskinden tedirgin olduklarını belirten Cengiz Eroldu, “Avrupa’da bütün yaşananlar Türkiye ihracatı açısından da bir risk. Türkiye’nin yaşadığı rekabetçilik kaybıyla birlikte de bu riskin bizim üzerimizde daha büyümesi var. Bir yanda Avrupa’da bu sorunlar yaşanırken Türkiye’nin de göreceli rekabet kaybına uğraması bizleri de otomotiv sanayisinin de gelecek hakkında kaygılanmasına yol açıyor. Bizim artımız, 2022-2023 yıllarında yatırım kararları almış olmamız. Biz onun sonuçlarından şimdi faydalanacağız. O arada da bütün bu belirsizliğin sonlanıp bizlerin belirsizlik arkası döneme daha güçlü bir şekilde girmemiz, kendimizi hazırlamamız lazım” açıklamasında bulundu.
Otomotiv sanayinin B planı
Türkiye’de otomotiv sanayi olarak B planları hakkında Cengiz Eroldu, “Biz aslında yerli sanayinin korunmasını istiyoruz. Yani buraya yatırıma gelinsin, burada yatırım yapmış olanlar da daha fazla iş yapabilsinler. Bu aslında bizim kapasite kullanımımızı, rekabetçiliğimizi iyileştirecek konuların bir tanesi. Yani bizim B planımız bu. Bizim yeni iş çekmemiz lazım. Büyük potansiyelimiz var aslında. Bizim B planımız rekabetçiliğimizi artırmak. Onun için verimliliğimizi artıracağız. Ekonomik denge tekrar kurulacak ve biz buraya iyi bir verimlilik pozisyonuyla girersek, geçmişten daha da rekabetçi olacağız. Türkiye pazarı ne kadar büyük ve cazip olursa yatırımı da buraya çekmeyi o kadar kolaylaştırıyor” dedi.
Talep, hurda teşviki
Hurda teşvikine farklı açılardan da inandıklarını belirten Cengiz Eroldu, Türkiye’de emisyonu yüksek bir parkın bulunduğunu ve kendi kendini gençleştirme oranı çok düşük olduğunu vurguladı. Eroldu, “Hurda teşviki sadece bu yıla özgü değil aslında ülkenin gelecekteki dönemine yönelik olarak, yani bu 2025-2050 arasında uzun vadeli bir hurda teşvikinin yeşil dönüşüm altında devreye alınmasını önemli buluyoruz. Bu konuda da talebimiz var. Yani bu konuyu farklı ortamlarda da hükümete de dile getiriyoruz” sözleriyle açıklık getirdi.