Haberler

Avrupa pazarındaki atıl kapasite sorunun Türkiye’ye etkisi

Avrupa pazarlarındaki daralma ve atıl üretim kapasitesinin Türk otomotiv sanayisinin ihracatında düşüşe neden olarak, üretimi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, sektör değerlendirmesinin yanı sıra Türkiye’nin aşınan üretim rekabetçiliğini güçlendirmek için politikalar geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Son dönemde dünya otomotiv sanayisi, başta Almanya merkezli otomotiv firmalarının iflası olmak üzere Avrupa’dan gelen daralma haberleri ve kâr uyarılarıyla adeta gündem değiştirdi. İhracatının önemli bir bölümünü bu bölgeye gerçekleştiren Türkiye için daha da önem kazanan bu gelişmeler, Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) de gündeminin ilk sıralarda yer alıyor.

Sektörde yaşanan gelişmeler hakkında OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, “Bu gelişmeleri; küresel otomotiv sektöründeki köklü dönüşümün gerektirdiği yatırım ihtiyacı, makroekonomik gelişmeler ve değişen rekabetçilik ile birlikte çetinleşen küresel ticaretin bir sonucu olarak yorumlayabiliriz. Enflasyon etkisi ile öngörülenin gerisinde kalan Avrupa pazarı, Çin’in hem iç hem de ihraç pazarlarında arttırdığı rekabet gücü, Avrupa’da elektrikli araç (EV) talebinin öngörülerin gerisinde seyretmesi, yüksek teknolojiye yatırım ihtiyacı ve düşük EV marjı, kârlılıklarda gerileme ve tedarik zincirindeki artan kırılganlık tüm Avrupalı üreticileri zorluyor” açıklamasında bulundu.

“İç pazarda yerli araç payı artırılmalı”

Alman otomotiv sektöründeki daralmanın, küresel otomobil piyasasında derin etkiler yarattığını ifade eden OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, “Bu da 2025 yılı beklentilerini ciddi oranda şekillendiriyor. Bizim açımızdan bakıldığında, Avrupa’nın en önemli ihracat pazarımız olduğu düşünüldüğünde, Avrupa’daki potansiyel pazar daralması sebebiyle oluşabilecek araç fazlasının Türkiye pazarına kaydırılma olasılığını ciddi bir risk olarak görüyoruz. Avrupa pazarlarındaki daralma ve atıl üretim kapasitesi, Türk otomotiv sanayisinin ihracatında düşüşe neden olarak üretimimizi olumsuz etkileyebilir. İhraç pazarlarında yaşanan bu dalgalanmaların etkisini azaltmak için iç pazarda yerli araçların payını artırmamız gerekiyor. Türkiye’nin aşınan üretim rekabetçiliğini güçlendirmek için politika geliştirilmesini önemli görüyoruz; elimizdeki mevcut tesisleri korumak, bu süreçte daha da hayati hale geldi” diye konuştu.

Çinli üreticilerin, devlet teşvikleri, düşük maliyetli üretim avantajları ve güçlü şarj altyapıları sayesinde elektrikli araç piyasasında hızla büyüdüğünü belirten Cengiz Eroldu, şunları söyledi: “Bu markalar, Alman üreticilerin geleneksel üstünlüğüne meydan okumaya başladı. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği’nin (ACEA) de belirttiği gibi Avrupa Birliği’nin sıkı emisyon hedefleri, elektrikli araç altyapısının yetersizliği ve yeşil enerji kaynaklarına erişim sorunları, Avrupa merkezli üreticilerin elektrikli araç piyasasına uyum sağlamasını zorlaştırıyor. Tam uyum sağlamayan şirketlerin kapanmaya mahkûm olacağı kesin olmamakla birlikte, rekabette geri kalma ve pazar paylarını kaybetme riskleri oldukça yüksek. Elektrikli araçlara, batarya teknolojilerine ve sürdürülebilir üretim süreçlerine hızlı bir geçiş yapamayan şirketler, hem Avrupa pazarındaki sıkı emisyon düzenlemelerinden doğan maliyet artışlarıyla hem de hızla gelişen elektrikli araç pazarında daha çevik rakiplerle mücadele etmek zorunda kalacak. Bu durum yalnızca Avrupalı şirketler için değil, Avrupa’ya ihracat yapan tüm üreticiler için de geçerli. Dolayısıyla, otomotiv şirketlerinin gelecekteki başarısı, elektrikliye tam uyum sağlama kapasiteleri, yeni teknolojilere hızla uyum sağlama yetenekleri ve stratejik yatırımlarla sürdürülebilir bir rekabet avantajı oluşturabilme becerilerine bağlı olacak.”

Alınan tedbirler sanayimizi korumak için önemli

Ülkelerin yerli üretimlerini korumaları ve dış ticarette denge sağlayabilmeleri adına tedbirler almalarının çok olağan bir durum olduğuna vurgu yapan Cengiz Eroldu, Çin’e karşı ABD, AB ve Türkiye’nin de son dönemde birtakım tedbirleri devreye aldığını, AB’nin Çinli otomobil şirketlerine getirdiği ek vergilerin, Avrupa otomotiv pazarındaki rekabeti etkileyerek hem üreticiler hem de tüketiciler üzerinde etki yaratacağını kaydetti. Bu vergilerle Çinli üreticilerin devlet desteğiyle sağlanan düşük maliyetli üretim avantajının dengelenmesi olduğunu söyleyen OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, yeni uygulamaya alınan ek vergilerin etkisinin ülkemizde kısa vadede sanayimizi korumak adına önemli etkilerinin olduğunu ancak uzun vadede daha önemli etkisinin görüleceğini vurguladı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir