“Amacımız Türkiye’yi ilk 10’a çıkartmak olmalı”
Sektör olarak 2023 yılını değerlendiren Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği Başkanı Albert Saydam, TAYSAD olarak sloganlarının “Türkiye, ilk tercihiniz” olduğunu vurgulayarak, 2024 yılında sektörün beklentilerini açıkladı.
2023 yılının yoğun geçtiğini ve üye sayılarını artırdıklarını açıklayan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, yeni rakamlarla otomotiv tedarik sanayinin yüzde 85-90’ını temsil eder duruma geldiklerini vurguladı. 2023 yılı hakkında Albert Saydam, “Ocak 2023’te dendi ki 88 milyon araç üretilecek dünyada. Sonra otomotiv sektörünün hiç alışkın olmadığı şekilde tahminler 5 kere revize edildi ve geçen seneye göre küçülme beklenirken 2022’de gördüğünüz üzere yüzde 9,7 seviyesinde dünyada üretim arttı. Bu sene de bu raporlar yarım puanlık bir düşüş öngörüyor. Dünyada yani 93 milyon çizgisinin biraz altına gerileyeceği belirtiliyor. Biz bu sayının 93 milyonun üzerinde kalacağı öngörüsünü taşıyoruz. Avrupa’ya baktığımızda esas yine aynı durum var. Bakın sene başında 17 milyon tahminle başladı. Yüzde 14 büyümeyle 19 milyona dayanan bir üretim oldu. Sene başında Türkiye’nin 2023’te küçüleceği öngörülüyordu ancak üretim haricinde rekor bir yıl oldu. Avrupa’da otomobil pazarı için de tahminler şaştı, yüzde 14 büyüdü. Yine uluslararası raporlar Avrupa’nın bu sefer 2024’te yüzde 3 küçüleceğini söylüyor. Orada gerçekleşecek küçülme bizim bu seneki ihracatımızda gerilememiz anlamına gelecektir. Uluslararası raporlar şimdi de Türkiye üretiminin yüzde 7 gerileyeceğini öngörüyor. Bu arada biraz detay vereyim, küçülmeyi öngörürken Avrupa Stellantis’in bazı platformları yurt dışına taşıyacağı, Ford Otosan’ın bazı platform üretimlerini geciktireceği varsayımı üzerinden gidiyordu. Biz ise bilginin kaynağına daha yakın olduğumuzdan bunun böyle olmadığını biliyorduk ve biz en başından itibaren hep aynı şeyi söylüyorduk. Doğru adımlar atıldığında büyüyeceğini görüyorduk ve büyümeyle sonuçlandı” açıklamasında bulundu.
“Hedefimiz ilk 10 olmalı”
Albert Saydam, “Amacımızın Türkiye’yi ilk 10’a çıkartmak, taşımak olması lazım. İlk 10’un 2023’teki verilerle karşılığı; 1.7 milyon adetlik satış ve 1.900.000 adetlik üretim. Hedefimizin bu olması lazım. Evet. 12’incilik de bir başarıdır. Bu başarının da altında tabii ki ihracat yatıyor. 2023 rekor senemizdi. Biz 2022 biterken 34 milyar dolarlık bir hedefimiz olduğunu söylemiştik. Bu 35 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rekor sene, açık ara rekor bir sene. 2024’ü soracaksınız. Biz de üyelerimize sorduk. Üyelerimiz hem tedarik sanayinde hem ana sanayinde 2023’ün üzerine çıkacağımızı ve 500’er milyon farkla 36 milyar dolara çıkacağımızı söylüyorlar. Bizim TAYSAD olarak ne yazık ki tedarik sanayi konusunda endişelerimiz var. Ana sanayi ihracatı düşmeyecektir çünkü ana sanayinin araç ihracatı aynı kalsa bile, araç konfigürasyonlarının katma değeri daha yüksek olduğu için, ihracat değer olarak artacaktır. Fakat tedarik sanayi tarafında görüyoruz ki Avrupa’nın küçülmesi söz konusu. Bu küçülme tedarik sanayisine de yansıyacak. Bundan dolayı biz 2024’te küçük bir gerileme bekliyoruz. Buna rağmen yine toplam hedefi 36 milyar dolar olarak öngörüyoruz. Bütün çalışmalarımız ve hedefimiz bu ihracatı artırmak” dedi.
“Türkiye’deki en büyük problem iş gücüne katılım oranımız”
Eleman probleminin enerji maliyetlerini bile geride bırakacak kadar önemli bir sorun haline geldiğine değinen ve önceki toplantılarında EYT’nin çalışma huzuru ve ekonomiyi bozacağı yönündeki tartışmalarının bugün etkisinin ve olumsuz sonuçlarının yaşandığını belirten Albert Saydam, “Bunun haricinde çalışan bulmakta zorluk çekiyoruz. Yeni neslin çalışma beklentileri farklı. Onların işten bekledikleri, çalışma yerinden bekledikleri bir evvelki, iki evvelki neslin yaşadıklarından farklıyken bir de EYT gibi kontrol edilemeyen bir durum da devreye girince, bir taraftan işsizlik var diye konuşulurken bir taraftan da fabrikalar işçi, çalışan bulamıyor. Şöyle bir örnek vereyim, yabancı bir firma Türkiye’ye yatırım yapmak istediğinde bize soracağı birçok soru varken, “Gebze’de işçi problemi gerçekten var mı” diye sordu. Bakın teşvikleri, elektrik maliyetini değil, eleman bulacak mıyım yatırım yaparsam diye sordu. Türkiye’deki en büyük problem iş gücüne katılım oranımız. Nüfus olarak aynı boyutta olduğumuz Almanya’da 50 milyon kişi, ki ortalama yaşı bizden 10 sene daha fazladır. Bizde ise 38 milyonda kalmış durumda. Bu 12 milyonu iş gücüne katmadığımız sürece konuştuğumuz birçok kronik problemi çözemeyiz veya onlar kronikleşmeye devam ederler” açıklamasında bulundu.
Finansman riski ürkütüyor
Albert Saydam, finansman erişiminin geçen seneye göre daha iyi olduğunu ancak maliyetlerin çok yüksek olması nedeniyle endişeli olduklarını belirten Albert Saydam, “Finansman problemi yaşayan bazı üyelerimizin, ben bu işin içinden çıkarım diyerek maliyetli finansman kullanarak bunun altından kalkamama riski var” dedi.
“Ana sanayi ile tedarik sanayinin masaya tekrar oturmalı”
Albert Saydam, “Dünya değişiyor, dünyada ekonominin kuralları değişiyor diyoruz. Kırıcı teknolojiler, dijital dönüşüm vs. iş yapış tarzında da bir dönüşüm var. Bu yüzden tüm paydaşların bir kere masaya oturması lazım. Ana sanayi ile tedarik sanayinin masaya tekrar oturması lazım. 10 sene evvel imzalanmış sözleşmelerin ve hatta her sene, nasılsa gerek yok, denenmiş sözleşmeler doğru sözleşmelerdir demeyip, sözleşmeyi tekrar tartışmamız lazım, düzeltmemiz lazım.”
TAYSAD olarak sloganlarının “Türkiye, ilk tercihiniz” olduğunu açıklayan Albert Saydam, “2024’te üretim oranlarını yakalamak için belki doğrudan bir etkisi olmaz, ancak 2025 ve 2026’da eğer Türkiye’nin şu anki durumundan daha iyi bir seviyeye gelmesini istiyorsak, üç konunun altını çizmemiz lazım: Birincisi, rekabetçiliği kaybetmemek. İkincisi, güçlü bir iç pazar için tüm paydaşların bir araya gelip çalışması gerekiyor. Üçüncüsü ise yeni ana sanayi yatırımlarını çekmemiz ve hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu üç faktör bir arada olduğunda 1.700.000 adetlik satış ve 1.900.000 adetlik üretim sayılarının üzerine çıkabiliriz” dedi.
Tedarik Sanayii elektrikli araçlara hazır mı?
Albert Saydam, “Ana sanayiler, biz hazırız diyorlar. Çünkü 1-2 tanesi hariç çoğuna merkezden bu bilgiler geliyor. Yani onların hazırız dediği; “merkezimizde bu teknoloji var ve üretim yapılabilir.” Yarına bu platformlar Türkiye’ye getirilir ve üretime başlanır. Zaten onu da görüyoruz. Yani teker teker saymayacağım ama ilk ihraç edilen plug-in hibrit Türkiye’den gitti. Şu anki yatırımların çoğu elektrikli araca yönelik veya hibrit araç ile alternatif yakıtlara yönelik. Ben size politik bir cevap verebilirim: TAYSAD’ın son iki senesindeki yeni üyelerin yüzde 90’ı ki bu bahsettiğim 40 üyenin 35’i elektrikli araçla piyasaya giren üyeler. Dünyadaki en muhafazakâr ülkenin dünyadaki en muhafazakâr üreticilerinden biri Avrupa pazarına yönelik aracının ileri motorunu veya ileri aracını birçok alternatif varken Türkiye’de üretme kararı aldı. Demek ki burada bir şey görüyor. Bu sadece işçilik, genç nüfus, verimi yükseklik değil, otomotiv tedarik sanayii güçlü. Geçen hafta Toyota Avrupa satın alma birimiyle acaba yeni hangi Türk tedarikçiler küresel olarak Toyota’ya ürün verebilir diye bir çalışma yaptık. Üç filtreden geçti, 520 üyemizi bir filtreden geçirdiler 50’ye sonra 25’e düşürdüler ve 12 tane firmayı biz küresel olarak kullanabiliriz dediler. Demek ki hazırız” açıklamasında bulundu.
Çin’in agresif yükselişi tehdit mi?
2023 yılının son TAYSAD strateji toplantısından çıkan vizyonun, küresel ayak iziyle dönüşen sürdürülebilirlik gücüyle 2030’da dünyanın ilk 10 üreticisi arasına girmek olduğunu vurgulayan Albert Saydam, “Çinliler’in bilmediğimiz iş yapış tarzı önünde sonunda şu anda dünyayı domine ediyor ve daha da edecek. O zaman bizim onlardan öğreneceğimiz bir şey olacaktır. Bu arada aramızda bazı ayıklananlar da olacak. Yanında duramayıp karşısında durmayı deneyip çekilmek zorunda kalanlar da olacak. Şöyle söyleyeyim Avrupa yüzde 30 vergi koymuş, adamlar anında fabrika satın aldılar Avrupa’da. Macaristan’da ölü olan bir fabrikayı satın aldılar. Şimdi Avrupa Birliği acaba nasıl ben bunu engelleyebilirim diyor, engelleyemezsin. O zaman yanında olup nasıl iş yapıyor, ben acaba ne öğrenebilirim, mümkün olduğunca onlarla ortak olma kültürünü de öğrenmemiz lazım. Çin’i anlamak ve Çin’le çalışmak bizim 2024’te ajandamızda. Çünkü önünde durmak mümkün değil yüzde 30 derseniz bir yolunu buluyor. Yüzde 50 deseniz de bir yolunu bulacaktır” dedi.